jump to navigation

Huzunlu bir sarki Nisan 24, 2007

Posted by Emrah Ozdemir in Uncategorized.
Tags:
23 comments

    Bu sarkıyı cok begendim bakalım siz de begenecek misiniz ? Yalnız sizinle paylasabilecegim duzeyde bi video bulmam 1-2 saatimi aldı inanın. Neyse, isteyen video yu kapatıp sadece şarkıyı dinleyebilir. O da anime zaten 😀 . Ya valla Animesini bile zor buldum yaw :PPPP.yasasın 23 nisan tatili 😛

Sarkının sözlerini de buldum 😀

Music by: S. Galoyan & Co-Author
Lyrics by: M. Kierszenbaum & V. Polienko

Allo…
Allo…
Vidish’ veter?
Nu I chto?
Posmotri v okno…
Nu I chto?
A vchera bylo solntse…
Nu I chto?
Zachem ty vse vremya govorish’ odno I tozhe?
A ya – avtootvetchik
Hello …
Hello …
Do you see how windy it is?
So what?
Look out your window …
So what?
It was so sunny yesterday
So what?
Why are you always saying the same thing?
I’m an answering machine.

This was an accident
Not the kind where sirens sound
Never even noticed
We’re suddenly crumbling

Tell me how you’ve never felt
Delicate or innocent
Do you still have doubts that
Us having faith makes any sense

Tell me nothing ever counts
Lashing out or breaking down
Still somebody loses ’cause
There’s no way to turn around

Staring at your photograph
Everything now in the past
Never felt so lonely I
Wish that you could show me love

Show me love, show me love, show me love
Show me love, show me love
‘Til you open the door

Show me love, show me love, show me love
Show me love, show me love
‘Til I’m up off the floor

Show me love, show me love, show me love
Show me love, show me love
‘Til it’s inside my pores

Show me love, show me love, show me love
Show me love, show me love
‘Til I’m screaming for more

Random acts of mindlessness
Commonplace occurrences
Chances and surprises
Another state of consciousness

Tell me nothing ever counts
Lashing out or breaking down
Still somebody loses ’cause
There’s no way to turn around

Tell me how you’ve never felt
Delicate or innocent
Do you still have doubts that
Us having faith makes any sense

You play games, I play tricks
Girls and girls, but you’re the one
Like a game of pick-up-sticks
Played by F. lunatics

Show me love, show me love, show me love
Show me love, show me love
‘Til you open the door

Show me love, show me love, show me love
Show me love, show me love
‘Til I’m up off the floor

Show me love, show me love, show me love
Show me love, show me love
‘Til it’s inside my pores

Show me love, show me love, show me love
Show me love, show me love
‘Til I’m screaming for more

Show me love, show me love, give me all that I want
Show me love, show me love, give me all that I want
Show me love, show me love, give me all that I want
Show me love, show me love, ‘Til I’m screaming for more

BİLGİ İŞLEM DEPARTMANLARINI NASIL MUTLU EDERSİNİZ? Nisan 21, 2007

Posted by heavenlife in Uncategorized.
Tags:
1 comment so far

 

Size 15 başlık altında bilgisayar kullanıcılarının Bilgi İşlem Departmanlarında Çalışanları Nasıl Mutlu Edebileceklerini aktarmaya çalışacağım. Bunu yaparken Bilgi İşlem Departmanı çalışanı ağzından maddeler sıralanacak. 

1-Bizi bilgisayarınızı başka bir yere taşıtmak için çağırdığınızda,cihazı yarısına kadar kartpostallar,bebek,çocuk veya manzara fotoğrafları,doldurulmuş maket oyuncaklar,kurutulmuş çiçekler altında bırakın. Bizim kendimize ait bir yaşamımız yok, tek görevimiz bunların arasından sistemi bularak sizi memnun etmek. 

2-Hiçbir şeyi hiçbir zaman not almayın. Oluşan hata mesajlarını tekrar oluşturmaya çalışarak ne olduğunu anlamak bizim işimizdir. 

3-Eğer bilgi işlem departmanından çağırdığınız bir kişi hemen yanınıza geleceğini söylediyse, yerinizi kahve veya çay almak için terk edin. Bu sayede teknisyene bilgisayarınızın şifresi gerekli olduğunda orada bulunmazsınız. Yüzlerce bilgisayarın ekran koruma modundan çıkış şifresini hatırlamak bizim için çocuk oyuncağıdır. 

4-Yardım masasını aradığınızda ne istediğinizi nasıl yapamadığınızı belirtmeyin. Eğer mesaj alamıyorsanız, bilgisayarınızı açmadığınız için bunun oluştuğunu siz bilmek zorunda değilsiniz. 

5-Bilgi işlem size yüksek öncelikli bir elektronik posta gönderdiyse okumadan hemen silin. Onlar sadece test amaçlı elektronik posta gönderirler. 

6-Bilgi işlem elemanı masasında yemek yiyiyorsa, doğrudan yanına gidin ve tüm içinizi boşaltın, söylemek istediklerinizi söyleyin. Biz size hizmet etmek için buradayız. 

7-Acil bir mesajın tamamını büyük harflerle yazarak gönderin. Bu sayede mesaj sunucusu hemen o mesajı alıp, öncelikli olarak ilgili yerlere dağıtacaktır. 

8-Fotokopi makinesi, fax makinesi, fotoğraf makinesi hatta ve hatta cep telefonunuz çalışmadığında bilgi işlem destek grubunu arayın. Sonuçta onlarda elektronik bir cihaz. 

9-Evdeki bilgisayarınızda bir sorun olduğunda şirkete getirin ve bilgi işlemdeki kişilerin masasına kime ait ve sorunun ne olduğuna dair bir not bırakmadan cihazı bırakın. Biz bulmaca çözmeye bayılırız. 

10-Bilgi işlemden kişiler size bilgisayar monitörlerinin içinde kartuş olmadığını söylediklerinde itiraz edin ve onlara yanıldıklarını ispat etmeye çalışın. Biz anlamsız şekilde bilgisiz karşılıklı tartışmayı severiz. 

11-Telefonla konuştuğunuz bilgi işlem elemanı hemen yanınıza geleceğini söylediğinde ona ‘’Hemenden, kaç hafta anlamalıyım?’’diye sorunuz. Bizi bu şekilde motive etmeniz çok olumlu bir yaklaşım. 

12-Eğer yazıcıya gönderdiğiniz bir doküman çıktısını alamıyorsanız, aynı dökümanı yirmi defa daha yazıcıya gönderin. Böylece yazıcıdaki boşlukları doldurup, yazının çıkmasını sağlayabilirsiniz. 

13-Eğer hala yazıcıdan çıktı alamıyorsanız, aynı  yazıyı firmadaki değişik tüm yazıcılara gönderin Muhakkak bir tanesi çalışacaktır. 

14-Hiçbir şekilde teknik terimleri öğrenmeyin. Siz,’’Bu şey birden durdu’’ dediğinizde şeyin ne anlama geldiğini biz muhakkak buluruz. 

15- Sistemdeki yardım dosyalarını, kullanıcı kitaplarını okumayın. Onlar sadece teknik adamlar içindir. 

Bunları okuduktan sonra uygulamak isteyecekler için şimdiden uyarı.Burada yazılanları uygularsanız karşılaşabileceğiniz reaksiyonlardan ben sorumlu değilim.Zihninizde değerlendirip ondan sonra uygulamaya almanızı öneririm. 

Küçük canlılar niçin yaratılmıs olabilir Nisan 21, 2007

Posted by heavenlife in Uncategorized.
Tags:
9 comments

Bu soruyu kendisine tevcih ettiğimiz muhterem hocamızın verdiği cevap yıllarca zihnimizi meşgul etmişti. Onun: “Kainata nisbet edildiğinde siz büyük canlı mısınız, siz niçin yaratıldığınızı düşündünüz mü?” şeklindeki cevabı; bize büyüklük ve küçüklüğün izafi olduğunu öğretiyordu. Allah (cc)’ın çok küçük mahluklara çok büyük işler gördürebileceğini, yıllar sonra anlayabildik. Geçmişte yaşanan veba gibi salgınlarla medeniyetlerin nasıl çökebileceğini, ancak bugün gündeme gelen şarbon veya SARS’ın biyolojik silah olarak kullanılabilme potansiyelleriyle öğrendik.Mikroorganizma dendiğinde akla gelen şey, bunların mikroskopik oldukları, yani gözle görülemediğidir. Temizlik hususunda çok hassas olan Efendimiz (sas) tırnakların belli aralıklarla düzenli olarak kesilmesini tavsiye ederken, Hz. Ali’ye hitaben tırnaklarımızın altında barınan ve insanı hasta eden varlıklara dikkat çekmiştir (Deylemi). Daha sonra Orta Çağ boyunca, başta İbni Sina olmak üzere birçok alim bu görünmez varlıkların tesirlerinden bahsetmiştir.

Mikroorganizma dendiğinde, tek tip varlıklar akla gelmemelidir. Aksine birbirlerinden çok farklı plan ve sistemlerle yaratılmış binlerce canlı bu gruba dahildir. Kabaca sınıflandırıldığında bakteriler, mantarlar, protozoonlar, algler ve virüsleri sayabiliriz. Virüsler önceleri ‘canlı mı, cansız mı’ diye tartışılırken; sahip oldukları organizasyon ve çok ince sanatlı yapılarından dolayı, artık canlı kabul edilmektedir. Bakterilerin bir zarla sınırlanmış çekirdekleri olmadığı halde (prokaryotik hücre), mantar ve protozoa hücrelerinin çekirdekleri vardır (eukaryotik hücre).

Mikroskopik canlıların dünyasının büyüklüğünü ve ihtişamını idrak için tıp fakültelerinin müfredatı ve Sağlık Bakanlığı istatistikleri incelenebilir. Tıp fakültelerinin parazitoloji, mikrobiyoloji, klinik mikrobiyoloji, bakteriyoloji ve enfeksiyon hastalıkları gibi bölümlerinde, fakülte bittikten sonra üç yıl ihtisas yapılır, doktora tezleri hazırlanır. Mikroskopik canlılar üzerine yıllarca araştırmalar yapılmış ve halen yapılmakta, araştırmalar derinleştikçe bu alemin büyüklüğü ve bu canlılardaki muhteşem sanatlar çok daha iyi anlaşılmaktadır. Hastalık yapan bakterilere karşı yeni yeni antibiyotikler geliştirilirken, bakteriler de, “Durun, bu dünyada sadece sizler yoksunuz, bizler de varız.” dercesine direnç gösteriyor.

Bakterilerin clostridium cinsi; karbonhidratlardan selülozu, nişastayı, çözünür şekerleri ve hatta laktik asiti bile fermente ederek, parçalar. Böylece bütirik asit, asetik asit, CO2 ve H2 gibi ürünlerin açığa çıkmasına sebep olur. Meydana gelen bu maddeler, bakteriler açısından yan üründür. Fakat bu iş insanlar tarafından bütirik asit ve asetik asit elde etmek için yapılırsa, fermantasyon sonunda meydana gelen bu dört madde esas ürün kabul edilir.

I. Dünya Harbi’nde İngiltere’de harp levazımatı yapmak için, bol miktarda asetona ihtiyaç duyulmuştur. Bu hal, asetonun fermantasyon yolu ile yapılması için araştırmalara zemin sağlamıştır. Bir kimyacı olan Weisman, bakterilerden fermantasyon yolu ile aseton elde etmede başarı göstermiştir.

Bakterilerin acetobacter cinsi, alkolü okside ederek asetik asite dönüştürür. Bu bakterilerden istifade edilerek pratikte sirke yapılır. Bakterilerden streptococcus ve leucorostocun bazı türleri ticari kültürlü ayran, tereyağı ve peynir gibi süt ürünlerinin yapılmasında kullanılır. Bu bakteri türleri tek yoldan madde sentezlemeye programlandığından, sadece laktik asit istihsal eder. Bu asit, ayranın ekşiliğini temin eder. Yine ticari maksatla tereyağının tadını daha iyi hale getirmek için, s. lactis ile s. diacetilactis bakterileri kullanılır. Bazı lactobacillus türlerini kullanmak suretiyle elde edilen laktik asit, plastiklerin yapılmasında, bazı besin maddelerinin hazırlanmasında, boyacılıkta ve derilerin tabaklanmasında kullanılır. Propionibacterium türleri, bazı özel peynirlerin olgunlaştırılmasında ve İsviçre peynirinin üretilmesinde kullanılır.

Streptosmycetaceae familyasına ait bazı bakteri türleri, antibiyotik istihsali dolayısıyla ekonomik bir öneme sahiptir. Mesela bugün antibiyotik olarak kullanılan streptesmicin, streptomycesgriseus’tan elde edilir. Hastalıklardan korunmada ve tedavide bakterilerden elde edilen aşılar ve serumlardan istifade edilir. Öldürülmüş veya zayıflatılmış canlı bakteriler kullanılarak aşı hazırlanır. Mesela tifo aşısı, ölü bakteri; verem (tüberküloz) aşısı, zayıflatılmış canlı bakteri ihtiva eder. Antibiyotikler, insilün gibi bazı hormonlar, kanser tedavisinde kullanılan bazı kimyevi maddeler biyo-teknolojik metotlarla bakterilerden elde edilebilmektedir.

Biyolojik mücadele çalışmalarında, zehirli madde üreten bakteriler kullanılarak zararlılarla savaşılır. Özel olarak üretilip, tarla bitkileri üzerine püskürtülen bu bakteriler, bitkiyi yiyen zararlı böceklerin ölümüne sebep olur. Sivrisineklere karşı bu metot kullanılmaktadır.

Nitrobacteraceae familyasına ait bakterilere daha ziyade toprakta rastlanır. Bunlar topraktaki faaliyetleri neticesi azot devr-i daiminde önemli rol oynayarak toprağın verimliliğini artırır. Bilindiği gibi bitkilerin azot kaynağının mühim bir kısmını, bu bakterilerin oluşturduğu nitratlar teşkil eder. Saprofit (çürükçül) bakteriler, organik maddeleri çürüterek kendileri için besin ve enerji elde ederken, oluşan organik ve inorganik maddeler, toprağın zenginleşmesine, tabiatta sınırlı miktarda bulunan maddelerin tekrar kullanılmasına, madde devr-i daimine vesile olur.

Bitki ve hayvan kalıntılarının çürüyerek toprağa karışmasında, yeryüzündeki madde devr-i daiminde mantarlar da önemli rol alır. Bitkilerin sonbaharda dökülen yaprakları, mantar ve bakteriler vasıtasıyla çürütülerek humuslu organik maddelere dönüştürülür. Oluşan fosfat ve nitrat gibi mineraller, bitkiler tarafından alınarak hayat devrine dahil olur.

Mantarlar; gıda ve fermantasyon (mayalanma) endüstrisi, ilaç sanayii ve çeşitli ürünlerin elde edilmesinde kullanılmaktadır. Peynir, alkol, ilaç ve ekmek yapımında mantarlardan yararlanılır. Mantarlarda minerallerden; kalsiyum, demir, fosfor, potasyum ve bakır bulunmaktadır. Çeşitli antibiyotikler, steroid hormonlar ve birçok vitamin, mantarlardan elde edilir. Son zamanlarda mantarlar, kanser tedavisinde de kullanılmaya başlanmıştır. Penicillumchrysogenum mantarının ürettiği penisilin antibiyotiği, bakteriyel hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır.

Denizlerde, çok fazla alg çeşidi bulunuyor. Algler; protein, vitamin ve mineraller yönünden zengin canlı grubundandır. Bu alglerden çeşitli besin maddeleri üretilerek beslenme problemlerinin çözümlenebileceğini gösteren uygulamalar vardır. Japonya’da bu gaye ile alg çiftlikleri kurulmuştur. Besin değerleri ve ürettikleri oksijen sebebiyle algler, insanlar ve denizlerdeki hayvanlar için vazgeçilmez canlı grubudur. Gıda zinciri de denen, bir canlının diğer canlıya gıda olması şeklinde açıkladığımız silsilenin en birinci halkası bir hücreli alglerdir. Eğer algler olmasaydı, insana kadar ulaşan bu mükemmel gıda zinciri olmazdı.

Gerek bakteri ve mantarlar, gerekse virüslerin hastalık yapan türleri geçmişten günümüze birçok insanın ölümüne sebep olmuştur. Ölüm olmasaydı, dünyanın ne kadar feci bir hal alacağını, bilim-kurgu filmlerinde seyretmek bile, insanı ürpertmektedir. Dünyamızın dolup boşaltılmasında ve yeni gelenlere yer açılmasında bu mikroorganizmalara çok iş düşmektedir.

Mikroskopta zor görülen bu minik canlıların anatomik ve fizyolojik mükemellikleri ise, ciltler dolusudur. ‘Büyük saati mi yapmak daha kolaydır, küçük saati mi?’ şeklinde bir soruyla karşılaşıldığında, herkes küçük saatin daha sanatlı ve ince işçilik gerektirdiği için, daha zor olduğunu söyleyecektir. Allah (cc) için zorluk ve kolaylık mevzubahis olmamasına rağmen, bir mikrobun vücudundaki biyokimyevi hadiseleri ve organcıkları düşünmek, Yaratıcı’mızın kudretinin ve ilminin sonsuzluğunu daha iyi anlamamıza vesile olmaktadır.

Küçük canlıların niçin yaratıldığına dair biyoloji, tıp ve ziraat biliminin ortaya koyduğu neticelerden sadece bazılarına temas ettik. Bu bile yeryüzünün dengesinde küçük canlıların önemli varlıklar olduğunu gösteriyor. İleriki yıllarda ortaya konacak daha çarpıcı neticeleri gördükçe, Allah (cc)’ın küçük canlıları niçin yarattığını çok daha iyi anlayacağız.

SIZINTI DAN ALINTIDIR….